Sunday, October 10, 2010

zihnimden...

bilgisayarimin sarjinda bir problem var, buyuk ihtimalle pilinin degismesi gerekiyor, o nedenle cep telefonumdan Turkce karaktersiz yazmaya karar verdim. kisa cumleler olsun bakalim. sevgilim oyle buyurmuslar. cok uzun ve dolambacli yaziyormusum. haklidir, kendisi de yazar adam, kafam dolambacli bazen ne yapayim. bu aralar evde olup da potansiyel evhamli anne olma durumumu bertaraf etme amacli girisimler pesindeyim ama tembelim. of yine uzun oldu ama geri donup silemeyecegim, beni oldugum gibi kabul et ey bilir kisi! bendeniz iyi alistim rahata, bes yildir ofisti, patrondu, bilmem ne projesini son tamamlama gunuydu, unuttum gitti. acikcasi hep basima buyruk ama daha az tembel olmaliyim. kendi kisisel ihtiyaclarim disinda herseye mekik, kendime gelince savsak. itirafname! korku da var mi azicik? kendi dogama uymayan is ortamlarindan muzdarip, basarisiz olmaktan cekinceli... bunca seneden sonra sevgili askim adam bana zaman veriyor, girmem gereken sinava hazirlanmam icin zaman ayiriyor ki kendisi zamani avucunda hissederek verimli calisir, her dakikanin hakkini vere vere isini kaliteli yapar, eh yani daha ne yapsin? bagimsizligimdan odun vermeden cok istedigim saat bazli esnek isimi yapabilmem icin okula donmem gerekiyor. bense o bahane bu bahane biraz da sinavda batiririm korkusuyla avlayamayacagini dusundugu avin etrafinda kukreyip tislayarak dolanan, gozu korkmus vahsi bir kedi gibi huysuzlaniyorum. gicik bir tipim, dortmevsimlikten terfi bu. oglum Babil buyuyor, haftaya 20 aylik olacak, rahatca buyuyor oglum, peki o ne yapsin daha. sevgilimin isleri boyut degistirmeden, onumuzdeki sene belki daha sonra ikinci cocuk dusunmeye baslamadan evvel son sansim, ama zorlaniyorum. cabalarim ve anlik heveslerim bazen Babil'le ilgili bir konuyla baltalaniveriyor, aslinda bunun da altini kazirsak bahane oldugunu goruruz, hicbirseyi ertelemekten hazzetmeyen ben neler yapiyorum of. bir de aklini yavrulariyla fazla bozan ana tipi olmayacagima gore is bu tembelligi ustumden atmaya kaliyor. bazen de gun oyle bir geciveriyor ki bayiliyorum aksama... kimi gunler hakliyim, kimi gunler haksiz ve tembel... bahanesi yok, ihtiyacim olan da belli.. ozgurlugumu hissederek calisabilmek, onceligimin ailem olacagi bir yasam duzeni... bir de esimin esnekligine ayak uydurabilecek bir ozgurluk alani... Bilmem mumkun mudur bu?

1 comment:

Gülfer said...

Canım arkadaşım, sen ki ne imkansızları olur kılmışsın, güçlüsün, akıllısın, yeteneklisin. Yeter ki iste, hazır ol. Sonrası sadece mutluluk ve başarı olabilir, başka türlüsünü düşünemiyorum. Kalbini dinle, nerede daha huzurla çarpacaksa orada ol.. derim ben :)