Saturday, February 4, 2012

27. haftada

27. haftanın sonunda içime dolan rahatlık beni nereye götürecek bilmem ama şu anda iyi bir yerlerde olduğuma eminim, kalbimde her türlü olağandışı sevgiye yer var sanki, hiç beklenmedik misafirleri buyur edebilir, olmadık yerlerden çıkagelen sürprizlere şaşırmayabilirim, içimdeki kıpırtıların verdiği bir kimya olsa gerek bu, kendi doğamın da katkısıyla, ama bir anne ayının koruma güdüsüyle pençelerimi açıp yavrularımı olur olmaz seslere karşı sakınabilir, kendi doğamın akışına, yaşam duruluğuma aykırı olan her canlıyı ve varlığı dışımda bir yerlerde bırakabilirim de. deli bir kimya bu. Babil müthiş kış tatilimizin ardından, iki sevdiği aktiviteye daha kavuştu, babasıyla kucak kucağa hem de, birincisi ayaklarına uygun kayak ayakkabısı bulamayacağımız kadar minnoş haliyle çok iyi kayan babasının kollarında kayağa başladı oğlum, hem de ne keyif, ben göbeğimin endamı ve denge merkezimi bozma ihtimalinin yanı sıra, delice kayarken bana tehdit oluşturabilecek maceracı ruhlardan çekinip bu sene pistlere çıkamadım, içimde kalmadı desem yalan olur, orta hallice kayıyorum ama çok keyif alıyorum, seneye acısı çıkacak, babaları ne yapar bilmem ama bebelerimi bırakıp kayak keyfini günde az saatle olsa da süreceğim. Babil'in ikinci aktivitesi ise babasıyla yüzmeye gitmek oldu, oldum olası suyla arası iyi olan kuzumun en az benim kadar yüzmeyi sevmesini isterim. okyanus kıyısında su keyfi yapan çocuklarla ilgili kitabını okurken biz de plaja gidelim, Babil de kale yapsın şeklinde ifadeler kuran bebeğim yüzmeyi sevecek anlaşılan. tüm bu aktivitelerin ötesinde, 3 yaşını doldurmasına çok az kalmış olan bebeğim büyüyor, onunla hep baş başa, koyun koyuna olmama rağmen doyamadım, sanki çok ama çok hızlı geçti zaman. halen doğuma az kalmasına rağmen şaşkınlık veren ikinci hamileliğim çabuk geçiyor. Babil'in katkısı büyük bunda. oğlum Babil soğuk hava dinlemez, parklarda, açık havada olmayı sever, oğlum az öz konuşur, babasının ismini sorduğumda Cengiz diyebilecek kadar bir değişik espri anlayışına sahiptir, oğlum hayvanları çok sever, karada havada suda, hepsini. Babil kitap kurdudur, okuduğu hikayeleri gün içinde anımsamayı ve örneklemeyi sever, Babil arkadaş canlısıdır, yeni insanlar, yeni mekanlar ve keşifler yüzünü aydınlatır, Babil sevecendir, öpülesi sıcaktır, kuzudur. oğlum okula gitmeyi, resim yapmayı, oyunlar oynayıp şarkılar söylemeyi çok sever, sesi yumuşacık, inceciktir. Babil banyo yapmayı sever, yemek seçer ama iştahlıdır, her türlü pilavin canavarıdır, ayrıca bir etoburdur, frambuaz en favori meyvesidir, ekşi tatlı meyvelere bayılır. arkadaşıyla saatlerce oyunlar oynadıktan sonra bile oyuna doymaz, ayrılık vakti gelince üzülür, çok süper bir ağabey olacağının kanıtıdır bu. Babil öğle uykusu uyumak istemez, direnir, son damlasına kadar enerjisini kullanmak ister, sevdiklerini evine getirmek ister, babasının arkadaşı, dedesi, anneannesi, annesinin arkadaşı, kendi arkadaşları, hiç farketmez, sevdikleriyle güle oynaya zaman geçirmek ister, ateşi çıkıp da baygın düşünce ancak ikna olur yorulmuş olduğuna, dinlenip yine sabah aynı enerjiyle güne uyanabilir, annesinin evhamına karşılık babasının rahatlığı kazanır, Babil babasıyla yüzmeye gider, hayatın dengesi ne güzeldir dedirtir. Babil kuzudur, aşktır, oğlum, minik adamımdır kendisi, içimdeki bebeğimin güler yüzlü ağabeyidir.