Sunday, December 30, 2012

yıl biterken

geride bırakmanın tatlı burukluğuymuş bu sabah, yağmurdan sonraki puslu aydınlıkmış, büyüyen bebeğimin derin uykusu, geceyarısı susuz uyumaya devam eden yorgun bedenimin garip rüyası, yerli muzun kalan yarısı, az zamanın darlığı, bugünden sonra yeni bir başlangıca açılacakmış bu son günler...eski yılın son günü yarınmış. on gün sonra toplanıp yola gidecek olan ben her gidişimde olduğu gibi bir daha dönmemecesine gitmek istiyorum, dörtmevsimin doğasında var bu. kışın ardından hava ılınacak misali bilirim yumuşarım dönünce. bebeğime son lokmasına dek yedirmem, kendi karar verir doyduğuna, keşke bir kereliğine öyle serbest gidiversem, diyorum, öyle olsun, bu yıl bitimi içimde kopan kalan herşeyi salıyorum doğaya, kendim kalmaya söz verdim yine. Metis, kuzum, Babil ile baban ankara'dayken farklı bir saadet yaşadık, baş başa, dido ve deniz de vardı, seni çok seviyorlar. ağabeyinin yokluğunda sanki daha bir çok konuşuyordun, avcı gibi herşeye atılıyor, herşeye müdahelesiz dokunmaya çalışıyordun, Babil olunca sanki onu gözlemlemekten ya da onun patırtısından daha az dışavurumcusun, ama açılıyorsun, büyüyor serpiliyorsun git gide. dün akşam hamsi yemek için ağzını yavrukuşlar gibi açan, sabah dido'suyla zeytinli peynirli kahvaltılar eden akıllı oğlum. bildiklerini bana da öğretsen, yeni yıla kalbim daha hafif ve duru bir serinlikte girsem. seninle sarılıp uyusak şimdi. gözlerinin içi gülen, muzip, bilge, mis oğlum, güzel yüzlüm, Babil'imin güzel kardeşi, seni seviyorum Metis'im.

No comments: