Sunday, January 17, 2010

üçümüz


Onbir ay önce, ayın 13'ünde bir cuma günü doğmuş bebeğim. Miniminnacık bedeni bedenimden bu dünyaya gelirken aşkın binbir türlü halini vaat ediyormuş. Bir yaşını doldurmana az kaldı bebeğim. Oğlum iyi ki bu dünyaya, bizim yanımıza geldin, bizim oğlumuz oldun, senin sayende, bu hayatta yaşanabilecek en büyük mutlulukları yaşıyoruz.

27 Kasım'da ve sonrasında art arda gelen iki alt orta dişinin ardından üst orta iki dişin de 10 Aralık'tan sonra geldiler. Bebeğim, dört dişinin de teşrifleriyle, emzirirken ben de dahil, her bulduğunu ısırır oldun. Grisini tipi çubukların hakkından kolaylıkla gelmenin sırrı meğer bu dişleri çıkartmaktaymış, mandalinayı bir yandan emerken, bir yandan da bu dişlerle bölüp yemek varmış sonunda!

Babil'i bekliyordum geçen sene bu zamanlarda, yuvarlana yuvarlana, bir ay daha bekleyeceğimi, iki hafta fazladan karnımda kalacağını bilmeksizin hem de. Biz oğlumuzun doğumunda ve sonrasında sadece biz olalım istedik: Babil, babası ve annesi... Bizim toplumumuzda yapılanın aksine, biz kendi kendimize olalım istedik. Anne, baba, oğul olarak ilk kez bir araya geldiğimizde, bu anın kalplerimizi titreten duruluğunu o anın çerçevesinde sadece biz paylaşalım istedik. Bunu ben kendim de yürekten istedim ve tercih ettim, tüm şaşkınlıklara, bazı alınganlıklara rağmen kararımızı uyguladık. Oğlumuzun doğumunda en derinimde hissettiğim bu karar hayatımın kararıydı. Bugün de geri dönüp baktığımda ne doğru karar vermişiz diyorum. Üçümüzün o anların katıksız saflığında ve güzelliğinde gölgesiz varoluşumuz, her anın farkında olarak yaşayışımız, dikkatimizi birbirimize en derin titreşimlerle verişimiz, sadece ama sadece üçümüz olmaktan ötürüydü. Herşey ruhun en güzel halindeydi. Üçümüz, biz ve aile olmanın tarifsiz tadı...

Oğlum, bize yaşattığın hayatımızın bu en güzel onbir ayı için sana binlerce kez teşekkür ederim. Bana öğrettiğin sınırsız duygu, düşünce ve bilgi için sana teşekkür ederim. Bedenimi yeniden tanımamı ve anlamamı sağladığın için, ruhumu en sıcak kıvılcımlarla ısıttığın ve sımsıcak sardığın için sana teşekkür ederim. Benim oğlum olduğun, beni annen olarak seçtiğin için teşekkürler, bana anne dediğin, beni sevdiğin için teşekkürler. Yavrum, kalbim, ışığım, bilge bebeğim, ruhu aydınlığım, oğlum, Babil. Seni seviyorum.

2 comments:

Deniz said...

iyi ki gelmiş anneciğinin babacığının yamacına, yaşamına... Çok da tatlı gelmiş üstelik...
Bir de anne desin bak, yemeden duramayacaksın. (demiyorsa henüz:)

Nazlı said...

Basladi anne demeye, son 1 aydir, icimi eritiyor...